23 Mayıs 2012 Çarşamba

Pööfff ! Şiştimmmmmm :(

  Allahım bir kere de planladığım gibi bir gün yaşayayım.Yok anacım yok ben bu üşengeçlikle hiçbirşey yapamamda olamamda...
  Güya bugün "Capitol" e gidecektim; kitap bakıcaktım,mangosu,zarası,top shopu gezecektim, esse'ye uğrıcaktım."Hacıoğlu"nun mis gibi lahmacunlarını mideye indirecektim ama nerdeeeeeeee !
   Şimdi giyin,sonra durağa git, minibüs bekle bunlar beim için o kadar zor şeyler yani :)) gerçi tek neden o değil; gün içersinde elimde 500 tl olsa  o gün harcayacak kapasiteye sahip bi insanım.Kitap alcam diye gider abuk subuk şeyler alır gelirim ben :)) neyse efendim anlayacağınız gitmedim piskin piskin evde oturdum. (aslında lys ye girecek biri olarak ders çalışmam lazım ama :)

Dedim bari evdeyim uzun zamandır izlemek istediğim "Bir Milyonerin İlk Aşkı" nı izleyeyim.Eee! film izlerken benim boğaz hiç boş durmaz,hani sırf giyinip dışarı çıkmaya üşenen ben,sözkonusu boğaz oldumu gurmelere taş çıkartacak özveride çalışıp binbir çeşit şey çıkarırım ortaya...Ama sırf kilo vermem gerektiğinin bilincinde olduğum için sadece "yumurtalu-sucuklu spagetti" yaptım ve afiyetle bi güzel mideye indirdim :)) Oda yetmiyormuş gibi gittim bide üzerine kahveyle 3 dilim meyveli kek yedim evet hepsini ben yedim :)) Aynen şuan başlıktada yazdığım gibiyim,bi hırsla yiyorum sonrada binpişman oluyorum.Malesef bende sıkıldığı yada üzüldüğü zaman kendini yemeğe vuran tiplerdenim, bu yüzdende hep kilo sorunum olmuştur tabi birde mide ...
   Neyse inşaallah yarın giderim capitole :)) He filmi sorarsanız daha ilk partı bitirdim şimdiye kadar fena değildi klasik bi senaryo bakalım sonu nasıl olcak gerçi dram olduğu için sonu belli ama neyse...
   Hadi efendim ben sütlaç yemeye gidiyorum :)) şaka şaka heralde onu da yersem evdekiler " ambians ambians " diye bağıracak ahahah :))  (Resimler alıntı çekmeyede üşeniyorum:)

Şarkıda tam benlik yaww :))                                                                                                   Tuqba
                                                                                                                                               

  
                         

9 Mayıs 2012 Çarşamba

ÖDÜLLÜ MİM :))

Bu ödülü alacağıma ihtimal vermiyordum ki; sevgili  yeredüşençikolata ve girlafikir beni mimlemiş sağolsunlar...Gelelim ödülün kurallarına ...


1-Bu ödülü sizde 11 arkadaşınıza vereceksiniz.
 2-Ödül aldıklarını bloglarına gidip haber vermeniz gerekiyor.
 
3-kendimizle ilgili 7 gerçek paylaşıyoruz.
-*6 aydır buzdolabının üzerinde uygulanmayı bekleyen bir "diyet listem" var :))
-*Liseyi 1.yılını okulda 5 yılınıda dışardan olmak üzere 6 yılda bitirdim . (Benim değil eğitim sisteminin suçu diyecek kadar da yüzsüzüm :))
-*Elma şekerinden ve Pamuk şekerden nefret ederim.
-*Futbol ve politikayla yakından ilgilenirim.
-*Hiç para biriktiremem.
-*İstediğim yapılmadığında evi dahi yakabilecek potansiyele sahibim.
-*Sigara ve Alkol kullanan insanların psikolojisini hiç anlamam.
 4- size ödül veren kişiye teşekkür edin
 Kısa sürede sevgimi kazanan bir insan YereDüşenÇikolata ve  girlafikir 'ede teşekkür ederim.
 5-Versatile Blogger Ödül fotosunu blogunuza ekliyorsunuz




6 Mayıs 2012 Pazar

ÖLDÜĞÜNDE ARKANDAN AĞLAYACAK KAÇ KİŞİ VAR???





  Burası o kadar soğuk ki ;heryer bembeyaz ve kulağımda anlamsız bir uğultu var.Gözkapaklarım; iki mıknatısın zıtlaşması gibi açılmamakta ısrarlı,direnecek gücüm yok...
   Yavaşça açıyorum gözlerimi,gökyüzünün kıskandıran güneşi yüzüme vuruyor,gözlerim kamaşıyor,birtürlü gözlerimi gökyüzünün maviliğiyle buluşturamıyorum.Biraz önceki uğultular yerini seslere bırakıyor,yattığım yerden kalkmaya çalışıyorum.Nedir beni bu kadar yoran...
   Sese gittikçe yaklaşıyorum,o an bir görüntü beliriyor,kalabalık çok kalabalık seçemiyorum insanları,herkes fısıltı halinde konuşuyor.Sonra ağlama sesleri duyuyorum,yaklaştı simalar belirginleşiyor.
İnanamıyorum; annem,babam,ailem,arkadaşlarım ve tanıdığım herkes burda ve ağlıyorlar.Ama neden ...!
   Annemin yanına gidiyorum, neden ağladıklarını soruyorum ama beni hiç umursamıyor ,birçok kez ısrarla soruyorum ama hala cevap vermiyor.Şaşkınlık ve sinir halinde tuhaf bir duygu bürünüyor içimde,neden kimse bana cevap vermiyor , neden ben yokmuşum gibi davranıyorlar, sanki herşey birer dekor...
Karşıda bir tabut var,merakla ve telaşla yaklaşıyorum,kalbim çok hızlı atmaya başlıyor.Kim olabilir ki o; tabutun başına geliyorum-nasıl olur  benim resmim var...!....İnanamıyorum görmüyorlarmı ben burdayım burdayım işte dokunuyorum onlara annemi silkiyorum neden bana bakmıyor.Sonra kalabalıktan sesler gelmeye başlıyor; "yazık daha çok gençti ecel işte yaşa bakmıyor",,ne yani ben -hayır olamaz- nasıl olur ben "ÖLMÜŞMÜYÜM".......!
   Ne kötü birşey yanlarındayım ama beni görmüyorlar, bağırıyorum duymuyorlar.Herkez ne kadar da üzgün,ağlıyor hepsi ama anlam veremediğim birşey var; neden herkesin gözyaşları renkli , kimisinin siyah ,kimisinin mavi ,kimisinin sarı ...
   İlk başta anlam veremediğim şeyi biraz sonra yanıma gelen melek açıklıyordu, " O renkler gözyaşlarının içten olup olmadığını gösteriyormuş." -hemen soruyorum hangi renk ne anlama geliyor diye?
   Annem'den ve ailemden mavi gözyaşları ,arkadaşlarımdan bazılarından sarı ,kalabalıktan bazılarından ise siyah gözyaşı akıyordu.
   Melek: "Mavi: samimi,içten ve saf duyguları,Sarı; çıkarcılığı ,samimiyetsizliği, Siyah ise; tamamen yapmacıklığı
temsil ediyor.Şaşırıyorum hayattayken çok samimi olduğum arkadaşlarım neden içten üzülmüyorlar bana ,oysa herşeyimizi paylaşırdık,her sırrımızı bilirdik ...Soruyorum:
 " Peki bu gözyaşları ne anlama geliyor ben iyi bir insanmıydım, yoksa kötü mü?" .................
                 
                                                                             ***
Cevabını bende bilmiyorum beni böle düşünmeye ve bu paragrafı yazmaya iten sebep izlemiş olduğum "49 Days " adlı G.kore yapımı bir dizi, uzun uzun  anlatmayacağım;
[Resim: 400px49days.jpg]
Konu:

Gerçek sevgi nedir? Herkesin sizin için aglamasi mi?..

Shin Ji Hyun sevimli, saf ve hayat üzerinde kesin iddiasi olmayan yüzeysel bir kadindir. Her seyin pozitif yanini gören bu kadinin çevresinde pek çok insan vardir. Nisanlisi ile evlenme planlari yaparken bir trafik kazasinda agir sekilde yaralanarak komaya girer. Ruh bekçisi ona 49 günlük son bir sans sayilabilecek bir ömrü ona verir. Ancak bunun tek sarti 49 gün içinde kendini gerçek anlamda sevebilecek üç kisiyi bulmaktir. Bu kisilerin gözyasi saf piriltidadir...

                                                                                
                                                                 ***

 Ama ben diziden çok etkilendim.Bazen düşünürüm acaba insanların iç sesini duysak nasıl olur diye :)) Artık düşünmüyorum , sanırım ölceğin günü bilmek kadar çekilmez ve acı olurdu.Aslında ben bile bazen yapmacık olabiliyorum , sevmediğim insanlara karşı genelde kırıcı olmamaya çalışırım sırf üzmemek için, düşündümde acaba buda ikiyüzlülüğe girermi?
Yada şuan beni gereçekten sevdiğini düşündüğüm insanlar hakkımda ne düşünüyor sanırım bunu da paragraftaki gibi ölünce anlıcaz.Umarım bizi hayal kırıklığına uğratıcak bi sonla karşılaşmayız, tek temennim bu ...