9 Şubat 2014 Pazar

"Bir Ölünün Ardından" ...

Bazen bir boşluk kaplıyor içimi, nedensiz yere mutsuz oluyorum.
Dünya'nın yapaylığında kayboluyorum.
Hep ama hep; sorguluyorum!
Cevap ve neden bulmaya çalışıyorum, bulduğum da ise; daha çok acıyorum.
           
Bir gün sevdiğim bir filmi izleyemeyeceğimi, istediğim şarkıları dinleyemeyeceğimi , kitaplarımı okuyamayacağımı, sevdiğim kupa'mla kahve içemeyeceğimi, sevdiğim eşyalarımı kullanamayacağımı, yağmurları izleyemeyeceğimi , ailemi göremeyeceğimi düşünmek beni çok üzüyor ve ürkütüyor.
                          
                Bu düşüncelerimde yalnız olmadığımı biliyorum, bak ne diyor; "Ziya Osman Saba"...


Ey ölü, az daha yaşatmak isterdim seni,
Habersiz bırakıp gittiğin evde.
Giysen hazır duran terliklerini,
Odalarda dolaşsan, öksürsen
Toplasan bu yaz da bahçende ki yemişleri,
Az daha ömür sürsen.
Gözlerimin önünde hep boyun posun,
Nasıl girerdin  şu kapıdan, memnun
Şu iskemleye otururdun.
Avuçlarımda, ılık, el sıkışın,
Bana bakışın...
Nasıl uzatırdın bana şu sürahiyi?
Seyrederdik uçan bulutları, geçen gemileri.
Nasıl son defa konuştun, son defa güldün?
Nasıl öldün?..
Nasıl öldü, Yarabbim, nasıl öleceğiz?
Hangi sonsuz geceler, iklimler geçeceğiz,
Bundan sonra da bir gün aynı sofrada
Oturacak mıyız bir daha!..


                                                                   Ama daha sonra...


Rabbim, nihayet sana itaat edecegiz... 
Artik ne kin, ne haset, ne de yaşamak hirsi, 
Belki her sabah vakti, belki gece yarisi, 
Artik nefes almayi birakip gidecegiz... 
Ben artik korkmuyorum, herşeyde bir hikmet var 
Gecenin sonu seher, kişin sonunda bahar. 
Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar, 
Birer agaç altinda sevgilimiz, annemiz. 
Gece degmemiş sema, dalga bilmeyen deniz, 
En güzel, en bahtiyar, en aydinlik, en temiz 
Ümitler içindeyim, çok sükür ölecegiz... 

                                                            Ziya Osman Saba  
                                                              Mekanı Cennet Olsun...









5 yorum:

Ş.A. Hukuk dedi ki...

Çok etkileyici olmuş,gerçekten düşündüm ... Ellerine sağlık canım benimmm

parfümümün kokusu dedi ki...

Sağ olasın :)
Düşünmemek elde değil, haydi kendim neyse de bir gün sevdiğim birinin arkasından bunları düşünecek olma ihtimali daha acı...

Unknown dedi ki...

yalnız değilsin kesinlikle! sen de,ziya osman da ;)
insan kendi ölümünü düşününce nefesi kesiliyormuş gibi oluyor gerçekten, ama bizim artımız imanımız çok şükür.. elimizde olanlardan daha iyisiyle müjdelenince çokta korkutmuyor sanki ;)

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

en çok da yaşlanmak bunları düşündürmeye yaklaştırıyor.tabi yaşlanmakran kastım sen yaş aldıkça sevdiklerinin yaşlanması belki de ölüme yaklaşması

parfümümün kokusu dedi ki...

Meral,
Haklısın, ölüm bir nimet aslında, sadece bazen böyle düşüncelere dalıyorum,tuhaf hissediyorum,yazıyı da öyle bir ruh halinde iken yazdım :)

Nabrut,
Tam noktasına bastın,kendimden ziyade bir gün birine olan özlemimin böyle olacağı hissiyatı...