25 Kasım 2013 Pazartesi

I Need Romance (1) Sex and The City Tadında :)



 
 
Baya uzun bir aradan sonra, nihayet içime sinen ve sonuna kadar büyük bir zevkle izlediğim bir dizi ile karşınızdayım.
Aşırı dizi yüklemesinden midir nedir?
Uzun zamandır , doğru dürüst dizi izleyemiyordum, izlemeye başladıklarımdan da kısa sürede sıkılıyor ve hep yarıda bırakıyordum.
Ama nihayetinde, sonuna kadar beni çeken ve eğlendiren bir dizi buldum ve izledim.
 
I Need Romance (1)
 
***
 Diziye; hakkın da hiç bir ön araştırma yapmadan, tamamen rastlantı sonucu başladım.
Konusu ve oyuncuları hakkında hiç bir bilgim yoktu.
Beni neyin beklediğini bilmeden heyecanla izledim,güzel de oldu :)
 
***
  
Daha diziye başladığım anda ilk olarak beni şaşırtan müziği ve cüretkâr sahneleri oldu.
Kore dizilerinde cüretkâr (aşırı değil) sahnelere pek alışkın değiliz malum.
 
                                                                                                   




Müzik olarak pek "Kore şarkısına" rastlamadım ya da benim dikkatimden kaçtı, bilmiyorum.
Ama dizi de çokça;  
Pink Martini' parçalarına yer verilmişti ve ben buna bayıldım.
Örnek vermek gerekirse; " Amado mio   " ...
 
 
 
 
 

***

Az çok dizinin konusundan ve beni çeken yönlerinden bahsetmek gerekirse;
 
*Öncelikle; tek çift ya da tek bir kız ve erkek etrafında dönen, o bayık aşk sahneleri yoktu.
Ben daha çok, çok çiftli ve çok konulu dizileri izlemekten hoşlanıyorum.
Çünkü; genelde bütün karakterlerin "bir kızın" ya da " bir erkeğin" peşinde,
hiçte gerçekçi olmayan bir şekilde koşturması bana hiç inandırıcı ve eğlenceli gelmiyor.
 
     *Dizi hafiften batı tarzı, örnek vermek gerekirse; 
  "Sex and The City" benzeri bir yapıma benziyordu.
Hani şu 30'lu yaşlarda ki bayanların; iş, aşk ve evlilik hakkında kafa yordukları cinsten.
        Ama onlardan daha eğlenceli ve ince ayrıntılarla işlenmiş biri dizi.

  
 
Karakterlere gelirsek;
 
Öncelikle, " choi yeo jin " haricinde oyunculara hiçbir aşinalığım yoktu, ama hepsini çok sevdim.
 
 
 
*Sun Woo In Young *
(Jo Yeo Jung)
 
Dizimin ana karakteri olur kendisi ve benim açımdan diziyi bana sevdiren karakter :)
Öncelikle o şirin, çatlak ve bodur haline bayıldım :)
Yaptığı hareketler ve diyaloglarla beni gülmekten bitap bıraktı.
Kendisi , 10 yıllık aşkı "Kim Sung Soo " ile yaşamakta olup, bir otel de konsiyerj'lik yapmaktadır.
 


 
Her kız karakter de olduğu gibi kendi hayal dünyasında ve o doğrultuda yaşamakta ısrarlı bir kızımız,
örnek vermek gerekirse;
 
Sırf hayalinde ki, "ilk öpüşme" sahnesi için verdiği mücadele beni baya güldürmüştü :)

 
 


 
  
 
 Kim Sung Soo
(Kim Jung Hoon)

In Young' ın 10 yıllık aşkı olup, dizimin esas erkek karakteri olur.
Kendisi film yönetmenliği yapar ve 10 yıllık bir ilişkinin vermiş olduğu rutinlikten dert yanar.
Ve tabii İn young'ın bütün şebekliklerine katlanır :)


 

Park Seo Yeon
 (Choi Yeo Jin) 

İlk gördüğümde; -"ben bu kızı nereden hatırlıyorum?" diye çok düşünmüştüm.
Sonradan anımsadım ki "I am sorry, I love you"
dizisinde, So ji sub'un eski sevgilisi rolündeydi.
Orada ne kadar nefret ettiysem, bu dizi de de o kadar sevdim :)
Kendisi bir mağaza sahibi ve ayrıca model ...
Kendisi tam bir erkek avcısı olup, kızlarımıza da ilişkilerinde bolca nasihatler veriyor.
Karakterinde sadakat yok :)






Kang Hyun Joo
(Choi Sung Hyun)

Kendisi düğün günü terkedilmiş kutsal bakiremiz.
Hayat ilişkilerini; kitap ve dergiler deki yazılarla sürdürmeye çalışan bir karakter olup, kendisi bir boşanma avukatıdır.








Bae Sung Hyun
 (Choi Jin Hyuk)
 
Kendisi, İn young'ın kalbinin ikinci sahibi oluyor.
Diğer dizilere özgü olarak öyle İn young'ın peşinde bayık bayık koşmuyor, gayet kendine münhasır bir karakter :)







Anladığınız üzere, ben diziyi çok sevdim.
Hatta bu gazla gittim, 2.versiyonunu izledim,ama gel gör ki aynı haz yok.

Aslında daha uzun anlatmak isterdim ama, bizzat kendiniz izleyin ve görün istedim :)

Bakalım sizlerde beğenecek misiniz?












 

5 Kasım 2013 Salı

Geçmişe Işınlanıyoruz !

 
Artistler ve Otomobilleri (17) Ayşecik
 
 
Hemen hemen hepimiz geçmişe olan özlemimizden bahsederiz, benim gibi 90'lar çocuğu olanlar bile şimdiden o yıllara olan özlemimizi gizlemez olduk.
Sadece 90'lar mı? tabii ki de hayır, 80'ler , 70'ler ...
                                    O yıllarda yaşamamış biri olarak hep merak etmişimdir.
İlk siyah-beyaz televizyonu, ilk TRT radyo ve televizyon yayınını,ilk Yeşilçam film ve dizilerini...
Ama bu sabah çok güzel bir şey oldu daha doğrusu çok güzel bir şeyle karşılaştım.
Bu öyle bir şey ki beni ta; 70'lere , 80'lere götürdü,an be an yaşıyorum hissiyatı oluştu.

           Düşünün ki; interneti açıyorsunuz ve haber sitelerinde sizleri şu başlıklar karşılıyor,

 *Domates Güzeli,beyaz cama sünger çekti
 *Hülya Koçyiğit ve Selim Soydan'nın nikah görüntüleri
 *Ayhan Işık'ın evi
 *Ali Kocatepe ve Fatma Karanfil evlendi.
 *Ayşecik'in ilk arabası
*Pele 'nin İnönü Stadı'nda şov yaptığı gece
 
 
Ve daha nice siyah-beyaz haber ve görüntü,sizleri daha fazla sabırsızlandırmadan ben direk ışınlayayım sizleri :)
 
Bu yazıya uygun bir şarkı ile sonlandırayım yazımı :)