29 Haziran 2012 Cuma

HİRO - GÖKYÜZÜ - 24 ARALIK ...(KOİZORA)


Koizora
SKY OF LOVE
AŞKIN GÖKYÜZÜ
 
Koizora
 
Geçenlerde bu sefer eminim "Küçük filozof " un blogunda görüp mazoşist yanımı çeken bir film ile karşılaştım ve en mutlu anımda izleyip ağlamaya karar verdim.Ve dün gece izleme cesaretini gösterdim ve izledim.Başlıkta da belirttiğim o üç kelime kaldı zihnimde ; "Hiro - Gökyüzü ve 24 aralık" izlemeyenlere saçma gelecektir eminim ...
 
Konu tanıtımı yapmayacağım isteyen Küçük filozof'un blogundan bakabilir, çok güzel anlatmış arkadaşımız.
Genel olarak düşüncem bende güzel bir izlenim bıraktığı; öncelikle konu hızlı ilerledi bunu hem sevdim hemde bi bölüm ki; oda kızın(Mika) hamile kalma olayıydı, ben çok psikolojiye meraklı bir insan olarak ve okuduğum onca kitaba hitaben, lise çağındaki bireylerin hamilelik dönemini hiçte hoş ve sağlıklı karşılamadıklarına eminim, hele ki erkeğin "babalık" rütbesine kolay adapte olamamasına %100 eminim ama; filmde öle bir sevinç vardı ki çiftimiz arasında, sanki yıllardır bu anı bekliyorlarmış gibi :)) tabi daha sonra filmin dönüm noktalarından biri olacak sahne için zemin olduğunu anladım o başka ....
Yani filmde başka eleştirisel bi sahne pek hatırlamıyorum tabi sonlara doğru yavaş yavaş dramatikleşti film,özellikle "hiro ve mika" nın kendi aralarında yaptıkları nikah sahnesinde; hiro'nun "Ölmek istemiyorum" diye ağlayışı beni bitirdi.Çünkü; dünya da tek çaresizlik o sanırım ölümünü erteleyebilmek .... :(((
Bundan sonrasını resimlere bırakıyorum ve izlenesi bir film diyorum.
Dipnot:Resimler "küçük filozof " adlı arkadaşımızın blogundan alıntıdır...
 
Gökyüzü olmak istiyorum Mika.



 
*24 ARALIK*


Ölmek istemiyorum Mika.


 
 
 
 

 
 
 

26 Haziran 2012 Salı

200 Pounds Beauty ( 200 kiloluk Güzel)




Konusu:

Hanna, Koreli popüler şarkıcı Amy için dudak senkronizasyonu yapan vokalistdir.Gizli aşkı Sang-ju'nun Amy'ye onu aşağılayıcı sözlerini duyana kadar o fiziksel görünüşünü daima gözardı etmiştir.Artık .Hanna yaşadığı yıkımın ardından 100 kiloluk bedenini değiştirmeye karar verir.Geçirdiği bir dizi estetik operasyon ile yepyeni bir görünüşe kavuşur.Sahte bir kimlikle yeniden Sang-ju'nun karşısına çıkar.Ancak bu baş döndüren güzelliği ile Sang-ju'nun kalbini kazanabilecek midir?


Sonunda biten sınavlarım sayesinde; uzun zamandır takip ettiğim film,dizi ve kitap önerilerini faaliyete geçirmeye karar verdim ve  "Asya Tutku"nun önermiş olduğu  200 pounds beauty" adlı kore yapımı filmi izlemeye karar verdim.Aslında gayet klişeydi senaryosu, ama kore yapımı olduğundan bir şans vermek istedim. Hanna, şişman ama mükemmel bir sese sahip kızımız ve esas oğlanımızda (Sanh ji) hanna'nın sesinden faydalanarak "Amy denen yosmayı ünlü yapan organizatör (sanırım öle bişi)ve tabiki Hanna'mız da ona aşık ümitsizce...! (şişmanya sevilemez)

                                                             
                                                             

Kısaca konu bu, gelelim benim düşünceme; zaten oldum olası bu çirkin,kilolu bayanların bir süre sonra sırf esas oğlanımızı ayartmak için binbir çeşit hileyle güzelleşme çabasına kıl oluyorum.(eşşeğe altın semer misali) Hayır konu sevgi,aşk ama önemli olan yada bize verilen mesaj sadece görsellik yada şehvet... Bu filmde de aynen böle oldu; amy adlı yosma kızın sesini kullanarak dansçılıktan şarkıcılığa terfi oluyor ama hala onu çekemiyor ve onu şişmanlığıyla ve kendi bulduğu bir yöntemle aşağılıyor, asıl işte ben ondan sonra koptum, normalde bu durumda esas oğlanımız kızı korur ya da sahip çıkar ya bunda öle olmadı ya da öle yansıtılmadı. Yukardaki sahneden sonra hanna'mız tabiki ortamı terketti.Ondan sonra "Amy ve Sang ji" arasında geçen ve hanna'nında duyduğu ve filmin dönüm noktası olan bir repliği aynen yazıyorum.

-Sang ji :Ondan hoşlandığımı mı sanıyorsun?
-Nasıl biri olduğu ona hatırlatmak zorunda değilsin.(Rasimdeki sahneye hitaben)
-Kendi haline bırak onu.
-Bize geldiği için minnettar olmalısın.
-Niçin ağlıyorsun.Niçin?(amy sürtüğüde o halde hale kızı kıskanıyo)
-Ağlaması gereken kişi Hanna.( hadi ya )
-O  yetenekli, ama çirkin ve şişman.
-Sen yeteneksizsin, ama çok güzel ve seksisin.(klişe erkek algısı)
-O senin için yaşıyor ve söylüyor.
-Dinle.Onu kullanıyoruz sadece(bunları sölerken tuvalette hanna onları dinliyor ve ağlıyor.)
-Anladın mı? nazik ol ona,eğer çekip giderse herşey biter.


    Allah'ım yazarken bile sinirlerim bozuldu.Bu kadar lafı duyduktan sonra tabi kızımız gitti cirlop oldu ama -işte bu nokta beni delirtiyor - hala adama aşık ...Allah'ım bu kadar da mal olunmaz ki hem zayıfla ,hem yeniden aşık etmeye çalış, niye çünkü seni aşağıladı :))
Aslında filmi değil ; hayattaki bu algıyı eleştiriyorum -hayır ortada bir aşkta yoktu yani Hanna ortadan kaybolunca adam biraz vicdan yaptı falan o , o kadar yani sonra ki taş haline tabi ki vuruldu sonu da vasattı, dedim belki bir yanıltma falan olur -yok olmadı iyice sinirlendim.Yani kısaca saçma bir filmdi romantik-komedi yazmışlar ama ben gülünecek bir sahne görmedim ayrıca romantikte değil de gayet "sığ" bir filmdi -tek güzel şey oyunculuklarıydı.- he izlemeyin demiyorum ama fazla beklenti içine girmeyin :)) 

Birde filmden sonra şu söz geldi aklıma; " Seni seveni mi sevmelisin yoksa sevdiğini mi?

Bence seveni olmalı; çünkü: seni sevmeyene afedersin altın sıçsan yaranamazsın :)) filmden nereye geldik ya neyse uykum geldi zaten hay de ben yatmaya ...

                                 




21 Haziran 2012 Perşembe

İÇ SES: "DEPRESİFSİN KIZIM!!! " (MİM)

    Sevgili  fiyuvfit ve Küçük filozof  beni  mimlemiş lakin bu haftalar "lys" sınavıyla mücadele içersinde olduğum için cevaplamam uzun zaman aldı farkındayım ve affınızı dileyerek özür diliyorum.Aslında yanlış insana çattınız iç sesim pekiyi şeyler sölemez benim :)) neyse geçelim hadi mim'e ....

   Aslına bakarsanız pek dinlememeye çalışırım iç sesimi, çünki; hiçbir zaman iyi şeyler sölemez,hep depresif, umutsuz, kaygılıdır.Hani "mazoşistlik" terimi vardırya : "heh " o işte tam benim iç sesim için sölenmiş...
Şuan saat "01:14" iç sesim yat diyo, ama bir yandanda korkuyorum yatmaya niye bilmiyorum akşam olunca içim kabarıyo,uyumak istemiyorum yatağıma girmek bir kabus...
Küçük bir panik atak geçirdim geçen yaz ; o zamandan beri pekbir korkak oldum ; akşam oluyo sanki hava değil de içim kararıyo, midem rahatsızlanıyo yada başım dönüyo hemen iç ses: "tuğba ölüceksin şimdi nefesinde daralmaya başlıcak,gözlerin kararacak ..........! sonu gelmiyo anlayacağınız bu kötü vesveselerin.
Ben eski tuba'yı çok özledim evde tek kalabilen,hiçbirşeyden korkmayan tubayı.
Daha sonra mesela sürekli anne ve babamla ilgili senaryolarım vardır, çocukluğumdan beri böledir hep, aramızda baya yaş farkı olduğu için nedense hep onların ölmesinden korkarım.Aşırı düşkünüm onlara, mesela örnek vermek gerekirse şuan hangi yaşıtım(21) sırf anne ve babasını memnun etmek için 6 yıl boyunca bütün yazını boktan, bakkalı bile olmayan bir köyde geçirir.Ayrıca Allah aşkına şu türk erkekleri şöle emekli olunca direk köye yazlık ev yapmasın nolur ya biz çocuklarınızıda düşünün "şehirden indim köye" olmuyo malesef olmuyo ...
Allahtan baktı ailem ben kafayı yiyorum bu sene beni götürmediler,abimlerde kalıyorum.He rahatmıyım yok. İşte değilim iç ses giriyo devreye: "hayırsız evlat , ya annenle babana bişey olursa ömrün boyunca vicdan azabı çekiceksin,onlar sensiz napıcak;annen rahatsız doğru dürüst iş yapamıyo kimbilir nasıl zorlanıyo şu "lys" bitsindesende git -ama- ya yine depresyona girersen o zaman onlar daha çok üzülüyo pişmanlık duyuyo sen en iyi burda kal arada ziyarete git -evet evet en iyisi bu...
İçinizi kabarttım demi işte benim hepböle nasıl kurtulucam bilmiyorum.Ben "terazi" burcuyum ve herşeyi en ince ayrıntısıyla düşünürüm ve hep mantığım ön plandadır ve hiçbir zaman "an"ı yaşamam sanırım ondan.
Aslında yazcak çokşey var ama iç ses olarak pekiç açıcı şeyler yazamıyacağım için kısa kesiyorum.

Valla isteyen cevaplasın "mim"i ........ :))

Dipnot: Aslında yazının bu kadar depresif olmasının nedeni şuan gece yazıyor olmam, gündüz olsa daha eğlenceli olurdu emin olun :)

                Birde bu şarkıyı eklemek istedim bu aralar pekbir dinler oldum...

14 Haziran 2012 Perşembe

BUGÜN NE GİYDİM? (7)


ŞEYMA SUBAŞI
Özge Ulusoy'dan sonra ; hem tarzıyla hem fiziğiyle beğenimi kazanan bir hatun oldu kendisi ... 





































Kaynak: Vogue Türkiye