PARFÜMÜMÜN KOKUSU: Mart 2012

27 Mart 2012 Salı

ÖLÜMÜNE AŞK...

Ahh ! yok arkadaş bundan böyle;dram heleki kore draması izlemem.Resmen içim kabardı ya :(

İntikam,Aşk,Sadakat üçü yan yana gelince çekilmez oluyo hayat...

Nerden izledim deyip durdum kendime,16 bölümlük diziyi iki günde bitirdim.Ve bol bol gözyaşı tabi...

Gerçekte "Aşk"a inanmam, yani sadece dizlerden ve filmlerden ibaret olduğunun bilincindeyim ama bu çaresizlik,ümitsizlik ve yok oluş beni bitirdi.Neyse fazla uzatmıcam ama eğer sağlam bi bünyeniz ve kalbiniz varsa izleyin derim...!

A Love To Kill / 이 죽일놈의 사랑 (2005)

Konu:

A Love To Kill'de Bi (Rain ya da Jeong Ji Hoon) K-1 savaşçısı rolüyle Kang Bok Goo sert bir adamı oynar. Bok Goo besleme evinde büyüyen doğal ve dinamik bir karalterdir. Aşık olunmaması gereken bir kadına aşık olur. Kadının yüzünden duygusal yaralı olan ağabeyi çatıdan atlar ve bitkisel hayata girer. Bu yüzden onun aşkı yasak ve kaçınılmaz trajiktir.

Cha Eun Seok (Shin Min Ah) televizyon yeteneği olan film oyuncusudur. Bok Goo'nun ağabeyini yanlış bir temel üzerine bile bile terkeder, Bok Goo'nun Cha Eun Seok'a karşı nefretinin şiddeti gittikçe büyür.

Cha Eun Seok'un özel koruması olmasıyla Bok Goo, onun üzerinde intikamını uygulamaya devam eder. Yüreğinin derinliklerinde büyüyen ona karşı olan aşkını hissederken, imha etmek için yavaş yavaş Cha Eun Seok'u alır.

Bok Goo bir kadına hiç bir özel ilgisi olmayan soğuk bir karakterdir. Savaş Sanatı ve göğüs göğüse kavga, onu bir mesafeden seven evlenmemiş bir kızın ölümünün şokundan dolayı seçtiği kaçış türlerindendir.

Başlıca Oyuncular:Bi Rain - Kang Bok Goo
Shin Min Ah - Cha Eun Seok
Lee Ki Woo - Kim Joon Sung
Kim Sa Rang - Han Da Jung

Kaynak:korea-fans

Bi Rain / 비

                                                                Adı:Bi Rain
                                                  Gerçek Adı: Jung Ji-hoon
                                                                Lakabı: Puppy
                                                 Doğum Tarihi: June 25, 1982.

Shin Min Ah (Yang Min Ah)

Takma Adı: Do Duk Do Duk
Doğum Tarihi: 5 Nisan 1984

18 Mart 2012 Pazar

Bugün Ne Giydim? (4)

Duygu Akdeniz

1986 doğumlu. İzmirli. 24 yaşında. Celal Bayar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğrenim görüyor.Modelliğin yanı sıra moda editörlüğü ve sunuculuk yapıyor.

Kaynak: Vogue Türkiye

13 Mart 2012 Salı

Türk Yıldızları'na ait uçak düştü

Geçenlerde "Türk Yıldızları" ile ilgili bi post yayınlamıştım , nazar mı deydirdik nedir bugün kötü bi haber geldi.1993 yılından buyana hizmet ve eğitim veren solotürk uçaklarından biri bugün düştü ve bir yüzbaşı malesef şehit oldu çok üzgünüm :(

KONYA'da 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'nda konuşlanan akrobasi timi Türk Yıldızları'na ait F-5 tipi uçak, eğitim sırasında, üsse yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bir fabrikanın boş arazisine düştü, 1 pilot şehit oldu.

Konya’da düşen uçakta şehit olan pilotun 31 yaşındaki Yüzbaşı Ümit Özer olduğu ve Türk Yıldızları ekibine bir süre önce katıldığı belirtildi.

Allah gani gani rahmet eylesin ...

12 Mart 2012 Pazartesi

Ne Güzel Günlerdi ....!

Lütfen, yazıyı aşağıdaki videoyu açtıktan sonra okuyun...

Ne güzel cahildik; Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar…
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa…
... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu…
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi…
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım…
Dışarıda kar…
İçeride kanaat…
İçeride huzur…
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar…
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası…
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı… Domates de…
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar…
İçeride huzur…
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi…
Kimin umurunda…
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk… (Alıntı)